Antoine de Saint Exuperynin doğum haritası: Bir savaşın hikâyesi

“Tek bir çiçek koklamamış tek bir kez yıldızlara bakmamış kimseyi sevmemiş sadece sayıları toplamakla ilgilenen insanların arasında” hala yüreğiyle görebilenler için.

Kutsal kitaplardan sonra dünyanın en çok satan kitabı Küçük Prens’in yazarı Antoine de Saint Exupery, 29 Haziran 1900 tarihinde saat 09.15’te Fransa’nın Lyon kentinde dünyaya gelmiştir. Her iki dünya savaşına da tanıklık ettiği kısa hayatını astrolojik olarak değerlendirdiğimizde, aslında “Küçük Prens” öyküsünü “çocuk – adam” olan Exupery’nin hayatının bir izdüşümü olarak da görebiliriz.

Yaşadığı kayıplara ve dönüşümlere bakarak son derece “Neptüniyen ve Plütonik” bir hayat sürmüş diyebileceğimiz Exupery, 1914’te başlayan ve 1939’da sonlanan Plüton/Yengeç, 1902 – 1916 arasındaki Neptün/ Yengeç transitleri hakkında da bize duygu dolu ipuçları verir. Zira prensin yolculuğu da Exupery’nin yolculuğu gibi uzaklara bir sürgündür.

Kaderle ilk buluşma

Aristokrat bir ailenin çocuğu olan Exupery 4 yaşında babasını bir tren kazasında kaybettiğinde yitişin, yitirmenin işareti Neptün Yengeç burcunda natal Güneş’iyle (baba) birleşmeye başlamış ve Uranüs 4. Evden 10. Evdeki Neptün’e karşıt açı yapmaktaydı. Babasının ölümüyle ailesinin “yoksul aristokratlar” olarak değişen statüsü, Exupery’nin yaşadığı ilk köklü sosyal dönüşümün simgesidir.

Yengeç burcu olduğu için ailesine ve çevresine düşkün olması beklenen Exupery 17 yaşındayken çok sevdiği erkek kardeşi François’in ölümüne de tanıklık edecektir. Kardeşinin öldüğü yıl Neptün ve Merkür (kardeş) kavuşum etkisi sürmekte, Satürn 12. Eve ilerlemektedir. Kardeşini kaybıyla birlikte, kaderi kabullenmeyi öğrenmeye başlar. Kardeşi için tıpkı Küçük Prens’in son sahnesinde kullandığı bir dille “hiç ağlamadı, genç bir ağaç gibi zarifçe düştü” yazar.

Yazmak ve uçmak

Exupery’nin iki tutkusu vardır; Yazmak ve uçmak. Whole Sign ev sistemine göre çıkarılmış haritasında, kariyeri ve kaderi gösteren 10 evde yazmayı ve iletişimi temsil eden İkizler burcu vardır ve tepe noktasıyla birleşimde olan Mars yazının Exupery’nin hayatındaki en önemli motivasyon olduğunu gösterdiği gibi, Mars dışında bu evde bulunan Plüton “savaş” ın da hayatındaki belirleyici rolünü vurguluyor. Mars ve Jüpiter arasındaki karşıt açı uçmanın, sınırları aşmanın ve uzak yerleri keşfetme merakının sembolü. 4. Evde Yay burcundaki Jüpiter, ait olduğu yerin arayışı, “evine uçmak” gibi anlamlara geliyor. Hatırlarsanız Küçük Prens göç etmekte olan bir kuş sürüsünden yararlanarak gezegenini terk etmişti ve “…rüzgâr sürüklüyor onları, kökleri yok bu yüzden de yaşam onlar için zor” demiştir insanlardan bahsederken. 4. Evdeki Jüpiter ve Uranüs’ün Yay burcundaki birlikteliği daha iyi yorumlanamazdı!

Transit Plüton 1921’de Güneş’iyle birleştiğinde, Uranüs/Uranüs karesi etkiliyken pilot lisansını alarak 1923’e kadar Fransa ordusunda ticari ve askeri hizmetlerde bulunur. Haritasındaki Mars Uranüs karşıtlığı kazaya yatkınlığını gösterdiğinden, yaşayacağı pek çok kazadan ilkini bu aşamada atlatarak, 1923’te uçmayı bırakıp 1926’ya kadar masa başı işlerde çalışmaya başlar.

Pilotluğa geri dönerek 1929’da Arjantin’e gönderilen Exupery Güney Amerika havayollarında çalışmaya başlar. Uranüs/Uranüs üçgeni aktiftir ve Uranüs bu sırada Güneş’ini karelemekte ve yer değişikliğini göstermektedir…

İlişkileri ve Consuelo

Exupery’nin haritasında Venüs Retro pozisyonda ve açısızdır. Bu durum aşk hayatında problemler anlamına gelir ve kadınlarla olan ilişkilerini sürdürmekte zorlandığına dair ipucu verir. Venüs’ün progress haritada ileriye gitmeye başlayarak natal Güneş’iyle birleştiği yıl yani 1931’de yazar ve bohem ruhlu bir sanatçı olan sivri dilli Consuelo Gomez Carillo’yla evlenir.  Evlendiğinde 7. Ev yani ilişkiler ve evlilik evinin yönetici gezegeni Neptün yükseleniyle kavuşumdadır. Transit Jüpiter natal Jüpiter’e üçgen, yine Jüpiter natal Venüs’e (astrolojide gül sembolü) kavuşum açısı yapıyormuş.  Dolayısıyla Consuelo Exupery’nin gerçek aşkıymış denebilir.  Hayatına adeta bir şifacı gibi dokunan karısı Consuelo’nun ismi de etkileyici bir anlama geliyor “teselli eden” demekmiş. Exupery’nin hayat hikâyesine bakarak karısının onun ilham perisi olduğu kadar uzun vadede acılarının da kaynağı olduğunu görüyoruz.

Fakat Ay’ı 12. Evde yer alan ve bu yüzden de aile olmak, aile kurmak ya da ebeveyn olmak konusunda emin olamayan Exupery çocuk sahibi olmanın sorumluluğunu almakta sıkıntı yaşar. Farklı kadınlarla da yasak ilişkiler kuran Exupery, evinden sürekli uzak kalması gerektiği için Consuelo’yla ilişkisi fırtınalı bir hal alır.

Prens ve çiçek arasında geçen hikâye, tam olarak karısıyla arasındaki bu fırtınalı ilişkiyi anlatır. Consuelo tepkilerini sakınmayan, bir o kadar da kırılgan olabilen bir Koç kadınıydı. Exupery için uzaklara gitmek, çölü yaşamak ve gökyüzünde süzülmek cesaret veren tecrübelerken, Consuelo’ya yani çiçeğine duyduğu aşk, ilham aldığı iki farklı dünya gibiydiler. Ve fakat Exupery’nin ruhunda bu dünyaları ikiye ayıran bir savaş vardı.

Çöldeki kaza

30 Aralık 1935’te Andre Prevot ile birlikteyken uçakları kaza yapıp Libya çölüne düştüklerinde transit Neptün Plüton’a, Uranüs de Merkür’e kare açı yapıyormuş. 25 Aralık 1935’teki Güneş tutulmasının da Exupery’nin Güneşine karşıt konumda bulunduğunu, Satürn’üyle kavuşumda olduğunu görüyoruz. Tra. Satürn’ün natal Uranüs ve Mars’ı kareliyor oluşu da zaten kazaları gösteren bu hassas noktayı tetiklemiş.  Mucizevi bir biçimde bedeviler tarafından kurtarılarak sağ çıktıkları bu kazada, 4 gün boyunca çölün sıcaklığı, susuzluk, serap ve halüsinasyonlarla baş etmek zorunda kalırlar. Küçük Prens’te kaleme aldığı çöle düşen pilot bölümü, ölümü teğet geçtiği bu tecrübesine atıfta bulunur. Kitaptaki yılanı yani ölümü ve dönüşümü de çölün güzelliğiyle anıyor olması bu deneyimin ve hissettirdiklerinin ne kadar yoğun olduğunu gösteriyor.

New York

Exupery için Fransa’nın savaşı kaybetmiş olması sadece bir mağlubiyet değildi aynı zamanda ruhunun derinliklerinde bir anlamın da yitişiydi. Savaşı kaybeden Fransa Almanya ile ateşkes yaptıktan sonra, 1940 yılının son gününde Exupery gençlik hayallerinin yıkıntılarıyla birlikte Portekiz üzerinden kaçarak Kuzey Amerika’ya sürgüne gönderilmiştir. Niyeti Amerika’yı Nazi Almanya’sındaki çatışmaya girmeye ikna etmektir. Consuelo’da ardından New York’a yanına gelir.

1942 yılının ortalarında yazmaya başladığı Küçük Prens kitabı 1943’ün başlarında yayınlanır. Kitabı yazmaya başladığı evrede Transit Jüpiter 10. Evden 11. Eve, Güneş ve Venüs’le birleşeceği derecelere doğru ilerliyor, Uranüs ve Satürn 10. Evinde bulunuyordu. Kalıcı bir iş ortaya çıkarmak için ne kadar da iyi bir zamanlama! Burada Consuelo ile evlendiği zamanki gibi talihli bir yıl görüyoruz ama tek ve büyük bir farkla; Küçük Prens yayınlandığında Plüton Exupéry’nin Ay’ıyla birleşmekteydi.

Plüton Ay kavuşumu ve Satürn Yengeç burcunda  – Yılanla buluşma

Exupéry 1943 Nisan ayında Kuzey Amerika’da geçirdiği 27 ay sonunda, Amerikan askeri konvoyunda pilotluk yaş sınırını 8 yıl aşmış olduğu halde ve geçmişte yaşadığı kazaların bedeninde süregelen acısıyla yeniden görev alır. Kıyafetlerini kendi başına giyinmekte hatta kafasını sola çevirmekte zorlanmaktadır. Bu aşamadan sonra fiziksel ve zihinsel olarak sağlığı kötüye gider. Depresyondadır ve çok içmeye başlar.

31 Temmuz 1944’te ortadan kaybolacağı ve bir daha haber alınamayacağı keşif görevine çıkar.  Bu Sırada Satürn Yengeç burcuna ilerlemiş Natal Satürn’e karşıt pozisyonda konumlanmıştır. Uranüs/Uranüs karşıtlığı vardır ve aynı ay Yengeç burcunda Güneş tutulması gerçekleşmiştir. 1944 yılına göre çıkarılan solar return haritada ölümün semboliği Plüton yükselene, Güneş, Merkür, Venüs ve Satürn stelliumu Neptün’e kare açı yapmaktadır. Güney Fransa’nın Toulan kenti civarında bir uçağın düştüğü kayıtlara geçmiştir. Fakat ne uçak enkazı ne de Exupéry’nin bedeni bulunamaz. Ta ki 1998 yılının Eylül ayında bir balıkçı üzerinde Exupéry’nin ve karısının ismi yer alan bir gümüş bileklik bulana dek… 2000 yılında ise aynı bölgede uçağın enkazından parçalar bulunacaktır.

Küçük Prensi yazdıktan 1 yıl sonra ortadan kaybolan Exupéry’nin yok oluşu, Küçük Prens’in gizemli sonuna ne kadar da benzer.

Küçük Prens ve Çocuk-adam

Exupéry’nin haritasında, nasıl düşündüğünü, yazı tarzını ve iletişim kalitesini gösteren 3. Evinde Akrep burcu vardır. Bu evin klasik ve modern yöneticileri olan Mars ve Plüton 10. Evde İkizler burcunda yer alırlar. Dolayısıyla Exupery’nin ölüm, yaşam ve aşk arasındaki varoluşunu şifreli bir dille ifade etmeye duyduğu ihtiyaç aşikâr. Olağanüstü bir derinliğe sahip yazı tarzıyla Exupery duygularının gücünü ortaya koyar. Exupéry Küçük Prens kitabında büyüklerin dünyasında çocukluğun yitirilişini kendinden yola çıkarak anlatır ve toplumsal anlamda felsefi eleştiriler de ortaya koyar. Exupery’nin Satürn’ü 5. Evde bulunur ve erken büyümek zorunda kalan bir çocuğun ya da yaşanmamış bir çocukluğun simgesidir.

Temel olarak hikâyeyi herkes bilir: Bir pilotun uçağı arızalanır ve çöle düşer. Pilot burada Küçük Prens’le karşılaşır. Diğer her şeyden soyutlandığı (12. Ev) minicik bir asteroitte bir çiçekle birlikte yaşayan genç (Ay) bir prensin (Aslan) dünyaya yolculuğunu (Jüpiter 4. Ev) konu alan bu kitapta, Prens âşık olduğu, kendini beğenmiş bir gülün önemsiz sözlerini çok fazla ciddiye aldığı için mutsuz olur ve gezegenini terk eder. Bilge bir tilkinin tavsiyelerini dinler ve sonra ölüm meleğini simgeleyen sinsi bir yılana teslim olur. Yılan burada sadece ölümün değil, kabuk değiştirerek dönüşmenin de Plütonik sembolüdür.

Küçük Prens gibi Exupery’nin de kaderi ortaktır. Her ikisi de gökten yeryüzüne düşerek çocuksu masumiyete gönderme yaparlar. Babasının ölümünden sonra ailesinin koruyuculuğunu üstlenen Yengeç burcu yazar, daha sonra ülkesini koruduğu ve savunduğu görevler almıştır. Ama nihayetinde istatistikler anlamını yitirir.

Savaşların ve endüstri devriminin insani duyguları ezici deneyimlerin karmaşası içerisindeki Exupery, Küçük Prens kitabında insanlığı dönüştüren aşamaları şifreli bir dille sorgulayarak, her insanın bir misyonu ve kaderi olduğu çıkarımına ulaşır. Böylece Küçük Prens yani Çocuk – Adam Exupery istatistikleri kurtarma çabasından vazgeçerek, sadece sevdiği birinden sorumlu olmaya ve onu kurtarmaya karar verir…

Cesaret ve umutla…

İlk kez HThayat’ta yayınlanmıştır.


Astrolojik Danışmanlık Hizmetleri hakkında bilgi almak için ziyaret edebilirsiniz.


 

Benzer Yazılar;

Astrolojide Plüton ve Nesillere Etkisi
David Helfgott – Astrolojide Deha ve Delilik
Yengeç ve Oğlak Burçları
Astro-Portreler : Mozart’ın doğum haritası
Astro-Portreler : Gabriel Garcia Marquez’in Doğum Haritası

İlginizi çekebilecek diğer yazılar