6. ve 12. Evlerin oluşturduğu 6. Eksenin dersi, ‘’İdrak’’tir. Sufiler, ‘’Nefsini Bilmek Rabbini Bilmektir’’ derler. Nefs, Rab enerjisinin dünyevi bir titreşim seviyesine inerek şekle bürünmesi, yani cismani hale geçmesidir. 6. eksenin sakinleri Başak ve Balık, hayat yollarını izlerken enerjinin boyutlar-arası dönüşümüne tanıklık ve aracılık etmekle uğraşırlar ve bize ‘’burası ile orası’’ arasında ne olduğu hakkında önemli dersler sunarlar.
6. Ev bedeni temsil eder. Şekle şemale sokulmuş olan düşünsel enerjidir. 6. Evin sakini Başak, mantık ve beş duyu dahilinde anlaşılıp açıklanabilir şeylerin üstadıdır. İkizler gibi Başak da Merkür tarafından yönetilir. Ancak İkizler Merkür’ün alış-veriş ve iletişim yanıyla ilgilenirken, Başak hesap-kitap tarafıyla daha çok ilgilidir.
Birileri bir fikir veya bir olasılıktan bahsettiğinde, Başak hep‘’Nasıl?’’ sorusunu sorar. Çünki Başak kavramların hayata geçirilebilir olup olmadığına bakar. Olabilirlik kazandırmak, şekle büründürmek, düzene sokmak, sistematik ve sürdürülebilir hale getirmek, ya da tek kelimeyle ‘’mükemmel’’e ulaşmak… Başak bunun için var olduğunu bilmektedir. O yüzden hijyen, sağlık, muhasebe, mimari, eğitmenlik, fizyoterapi, laboratuvar çalışmaları gibi form vermek ve formun barındırdığı bileşkeleri tanımlamak ve formu oluşturan enerjiyi muhafaza etmekle ilgili konulara ilgi duyar.
Başaklar, ilhamı projeye, fikirleri çalışma planlarına, sözleri fiiliyata dökerek, kendilerine ve yaşamlarına dokundukları herkese, üzerinde güvenle durulabilecek zeminler sunarlar. Böyle yaparak, Yaratıcı’nın iradesine mükemmel bir kanal olmakla kalmaz, başkalarının yaratıcılığına da vesile olurlar.
Kesinlik, temizlik ve düzen onlar için çok önemlidir! Eksik kalan 50 kuruşun nereye gittiğini bulmazlarsa, yemek yapmaya başlamadan mutfağı toplamazlarsa, çizgiyi cetvelle çekmezlerse içleri rahat etmez : ). Belirsiz hedefler için çalışmaktan, net olmayan insanlarla konuşmaktan, sonunu tahmin edemedikleri maceralara girmekten nefret ederler. Dürüstlükle patavatsızlığı, temkinlilikle pimpirikliği, ölçülülükle bağnazlığı, hesabını bilmekle cimriliği karıştırdıkları da görülmüştür : ). Ancak ‘’en büyük hayranı olmayanlar’’ bile bir Başak’ın iyi niyetinden şüphe etmeye ya da emektar ve vefakar yapısını inkar etmeye kalkmazlar!
‘’Yukarıda nasılsa, aşağıda da öyledir’’ der bilenler. Oysa ‘’idrak’’ ederken, olana hangi boyuttan ve hangi farkındalık seviyesinde baktığın çok önemlidir. Yukarıdan bakılınca ‘’düzen’’ olarak görünen, aşağıdan bakıldığında ‘’kaos’’ olarak algılanabilir. Başak adeta ancak ‘’yukarıdan’’ bakıldığı zaman hissedilen o mükemmellik halini, dünyevi zeminde bozulmayan bir düzen inşa ederek yeniden oluşturmaya çalışmaktadır.
Kaosa engel olmaktır Başak’ın tüm derdi… Ne yapması gerektiğini önceden bilmek ve harfiyen uygulamak ister. İyi müzik yapmak için nota bilmek, iyi yemek yapmak için hep aynı tarifi uygulamak, iman sahibi olmak için ritüelleri yerine getirmek, yüksek ahlaka sahip olmak için toplum kurallarına uymak, başarılı ve yararlı olmak için kendisine verilen bütün işleri tam zamanında bitirmek, aşkı korumak için eşine karşı görevlerini yerine getirmek gerektiğine bütün kalbiyle inanır. Bunlar anlamsız mıdır? Elbette hayır! Yararsız mıdır? Asla! Ama biçime anlam katan özdür. Ve özü korumak, bazen biçimi değiştirmeyi de gerektirir…
Başak’ın derdi, esnemeyi bilmemektir. O ‘’büyük düzen’’e teslim olmayı, kurallar koymak ve onlara uymakla karıştırmaktadır. Gerçekçi olmaktan bahseder. Hayatın öngörülebilir olduğunu ve insanın ‘’doğru’’ adımlar atarak kendini kayıplar ve mutsuzluklardan koruyabileceğini savunur. Böyle davranmayanları kıyasıya eleştirir. Herşeyi yerli yerinde ve tam istediği gibi tutmak için o kadar çok ayrıntı ile uğraşır ki, ne kadar sıkıcı bir hayatı olduğunu farkedecek zamanı kalmaz! Ve ‘’büyük düzen’’in karşı konulmaz dinamikleri, özenle inşa ettiği kumdan kaleler üzerinden okyanus dalgaları gibi geçtiğinde, hep aradığını, hep peşinde olduğunu söylediği ‘’gerçek’’ ile gerçekten yüzyüze kalır; Yaşamın Sürmesi İçin Çözülme Kaçınılmazdır!
12. ev ise Kaos’un ta kendisidir. 6. Ev vücut ise, 12. Ev Vahdet-i Vücut’tur. Balık’ın her burcu içinde barındırdığını söylemeleri belki de bundandır. Evrenin sırlarıdır, hükmünden sual olmayan İrade-i Mutlak’tır. Yaratıcı enerji yaşamın kaynağıdır ama küçük kaygılarla örülü yaşamlarımız, yüksek irade karşısında adeta bir hiç kaydındadır. ‘’Sen ne kadar plan yapsan da, evrenin senin için her zaman daha iyi bir planı vardır’’! Biraz Murphy kanunu gibi gelse de kulağımıza, bu cümle yaşamın büyük dinamikleri hakkında kontrol sahibi olmadığımızı hatırlatır bize. Bir yüz çaresizlik ve esaret ise, diğer yüzü teslimiyet ve imandır…
‘’Sana bir tokat atana diğer yanağını da çevir’’ der Hazreti İsa… Nasıl bir savunmasızlıktır bu? Nasıl bir umursamazlıktır? Nasıl bir öze – güven… Nasıl bir karşı koyuş! Güce sahip olduğunu zanneden bir benlik bilinci karşısında, ‘’Şu an aldığın tavır kaderini belirleyecek…’’ dercesine gözlerinin içine bakan ve ‘’Bir düşün! Bu kadar mı koptun evinden? Bu kadar mı gözünü bürüdü dünya yalanı? Zarar verebileceğin şey ancak benim bedenimdir. Ancak Ruh’um dimdik ayakta durur senin karşında!’’ diyerek nasıl bir çağrı göndermektir karşısında durana… Düşmanını hasım değil, öğrenci yerine, evlat yerine koymaktır!
Hepsinin bu kadar dirayetli ve olup olmadıkları tartışma götürür, ama böyle bir anlatı karşısında göğsü ilhamla ve gözü yaşla dolmayan Balık yoktur : ). Hatta artık böyle değerlerin önemsenmediği bir dünyada yaşıyor olmanın acısı öyle bir acıtır ki canlarını, bu hikayeyi anlatıp ağlayarak bütün gece içebilirler. Hesabı ödemek ve onları eve taşımak ise etraflarındakilere – çoğunlukla da durumu tasvip etmese de, kimseyi ortada bırakmaya görev duygusu izin vermeyen Başak’lara – farz olur!
Şimdi’de ve burada değil, zaman ve mekan kaydının olmadığı bir algı boyutunda yaşar gibi bir halleri, bazen insanı güldüren bir kaybolmuşluk duygusu, bazense içinde kaybolma arzusu veren bir cazibe yayan, büyülü bakışları vardır! Bir Balık’ı küçümsemek büyük bir hata olabilir. Zira, Aptal’dan – Abdal’a, Av’dan – Avcı’ya, Dost’tan – Yabancı’ya, Masum’dan – Yalancı’ya, Soytarı’dan – Kral’a dönüşmek konusunda inanılmaz bir yetenek barındırırlar. Başta ‘’külyutmaz’’ Başak olmak üzere, akıllı geçinen herkes, Balık’ın bilinemezliği ve değişkenliği karşısında çaresiz kalır.
İzafiyet Kanunu’nu bulan Einstein’ın bir Balık olması, tesadüf değildir! Balıkların formun ötesine uzanabilen, ortamın enerjisiyle birlikte çözülüp yeniden şekil alabilen ve her gözenekten içeri sızan sıvı bir zekaları ve ayrıntılara takılmaksızın her düzeneği yukarıdan seyredebilen bir algıları vardır. Onları kandırmak çok zordur. Çünki yalan söylediğinizi anladıklarını dahi belli etmezler : ). Sonra da öyle bir davranırlar ki, siz vicdan azabından kendinizi cezalandırırsınız! Öte yandan onları yalancı çıkartmak neredeyse imkansızdır! Çünki yalan söylemezler, sadece gerçeğin öyle bir boyutunu aktarırlar ki, siz kendi kurduğunuz hikayeye inanırsınız…
Maddi dünyayla işleri yoktur denilemez… Zira güzel yemek bulunca yer, içki bulunca illaki içer, lüks şeyleri ise sanki onların içinde yüzmeye alışkınmışcasına bir rahatlık ve umursamazlıkla tüketirler! Ama bunları elde etmek için uğraşmaya niyetli gibi bir halleri yoktur. Şevksiz dururlar ama herkesi şevke getirmeyi pek güzel becerirler. Hepsi şair olmayabilirler ama yaptıkları etki şiir gibidir : ).
Balıkları pek çok yerde görebilirsiniz. Bir şirketin CEO’su da olabilirler, çaycısı da… İsterlerse güvenlik görevlisi de olurlar ama pek uzun çalışamayabilirler : ). Cinayet masası ya da narkotik şube dedektifi olabilirler. En fazla peşinde koştukları suçlular da Balık olabilir. Psikiyatr olabilirler. Hastaları içinde en fazla Balık ve ilginç ama Başak olabilir! Bilim adamı veya araştırmacı olurlar. Ve illaki Sanatçı olurlar…
Balıkların temel işi ilham almak ve ilham vermektir. Sınırları zorlamazlar, sınır yokmuş gibi davranırlar. Balık’la Başak birlikte proje yapmak için Başak’ın evinde buluşurlar. Başak bir sürü not kağıdı çıkartır, tartışılması gereken üst ve alt başlıkları içeren formlar sunar. Risk oluşturabilecek bileşenleri anlatır. Balık dinler ya da dinliyormuş gibi yapar. Sonra ortaya Başak’ın hiç aklına gelmeyen şahane bir fikir atar. Başak bunun nasıl hayata geçirileceğini düşünürken, Balık onun yılbaşından beri dolapta duran yarım şişe viskisini içer ve stresli günler için sakladığı çikolatalarını yer. Başak şaşkınlıkla onu seyreder ve gerginlikten sabaha kadar evin içinde dolanırken, Balık onun en sevdiği kanepesinin üzerinde, ayağında ayakkapları ve elinde külü sarkan bir sigara izmariti ile uyuyakalır. Sabah uyanınca da mahcup bir gülümsemeyle, ağzının içinden bir teşekkür geveler ve bir yere çoktan geç kalmış olduğunu söyleyerek çeker gider!
Böyle bir senaryoya başvurmamın temel nedeni, Balık’ı ancak zıddıyla karşılaştırarak anlatabiliyor olmaktır : ).
Zodyak eksenleri kendimizi anlamak için ‘’Gölgemiz’’ yani zıt burcumuzla kucaklaşmak gerektiğini gösterirler bize. 6. Eksen varlığın anlamını ve boyutunu idrak etmekle ilgidir ve yalnız Başak ve Balık’ı değil, hepimizi derinden ilgilendirir. Başak bize yaşamıyla örnek olmaya çaşılan bir Peygamber gibi, sözünün yolunda yürümeyi ve ilhamı yaşama geçirmeyi, Balık ise evrenin bilgeliğine güvenmeyi, kendimizi ilhama açık tutmayı ve bir nehir gibi bulanmadan durmadan yaşamla akmayı öğretir.
Samuray’lar bedenleri ve zihinleri üzerinde mutlak bir disiplin elde etmek için, ancak bir Başak’ın yılmaz sabrı ve kararlılığıyla sürdürülebilecek çalışmalar yaparlar. Bu çalışmalar, hücrelerine muhteşem bir bilinç yüklemekte, onları kaos içinde ayakta kalmaya hazır hale getirmektedir. Yine de ölüm vardır. Ve bunu bilmek, korkuyu bilmektir. Ölüm ve yaşam arasında hiçbir fark olmadığını idrak etmedikleri sürece, korkuyu yenmeleri ve gerçek bir Samuray olmaları mümkün değildir… Bunu idrak etmeleri için de ancak bir Balık’ın yapabileceği şekilde sürece teslim olmaları gerekir.
Zodyak’ın tekerleği, şu bildiğimiz Çark-ı Felektir… Evren döner, devran döner ve her insan mutlaka başladığı yere döner. 6. eksen bize şunu öğretir; Görünen ve çözülen sadece formdur… Bilinçli enerji ise özünü her daim koruyarak sonsuz dansına devam etmektedir.
Cesaret ve umutla
Astrolojik Danışmanlık Hizmetleri hakkında bilgi almak için ziyaret edebilirsiniz.
Benzer Yazılar;
Koç burcu ve Terazi burcu: Gölgemizi Kucaklamak
Boğa burcu ve Akrep burcu: Gölgemizle Kucaklaşmak
İkizler burcu ve Yay burcu: Gölgemizle Kucaklaşmak
Yengeç burcu ve Oğlak burcu: Gölgemizle Kucaklaşmak
Aslan burcu ve Kova burcu: Gölgemizle Kucaklaşmak
Burçların Özellikleri: 12 Burç ve Kör Noktaları
Zodyakın Kadınları ve Tarzları
Burçlar ve Özellikleri: Tuhaf ve Eğlenceli Yönleriyle Burçlar
Akrep Burcu ve Gizli Dünyası: Zehir ve Şifa
Toprak Elementi ve Toprak burçları: Boğa, Başak Ve Oğlak Burçları
“Kova” Olmak
Astrolojide Ateş Elementi: Koç, Aslan ve Yay Burçları
Su Elementi ve Su Burçları : Yengeç, Akrep ve Balık
Haritada Hava burçları ve hava elementi dengesi