Astrolojinin amacı ve Astroloğun arayışı
İnsanoğlu var olduğundan beri, geleceğin belirsizliğinden korkmuş, önemli olayları önceden tahmin etmek için ip uçları aramış, böylece yaşamın sınırsız bilinmezli denklemlerini açıklamaya çalışmıştır. Antik çağlarda bu tip görevler, kutsal kabul edilen şifacılara ya da rahiplere atfedilmiştir. Gizemleri açıklayan ve zamanın ötesini öngörebilen kişilere günümüz dünyasında hala ihtiyaç duyulmaktadır.
Pek çok farklı şekilde gelecek hakkında öngörülerde bulunulabilir; Meteorologlar iklim seyirlerini ve havayı, bilim insanları sonuçları, ekonomistler şirket profillerini ve işlemlerini inceleyerek öngörüde bulunur, teoriler öne sürerler. Astrologlar ise, toplumun kurumsal olmayan vizyonerleridir. Astroloğu, gizeme duyulan kolektif meraka ve ruhani ihtiyaçlara yanıt olmaya çalışan, modern bir şamana benzetebiliriz.
Geleceği tahmin eden, öngörüsel astroloji ise astroloğun “sonsuz arayışını” simgelemektedir. Astrolog bilincinde olmadan, yaşamın en derin gizeminin, yani yazgının peşindedir. Bir vizyoner olarak, tanımlayamadığı bir amaca doğru arayışını sürdürürken, ne kadar denerse denesin, aradığı yanıt kendisinden bir adım önde olacaktır ve bu yanıta ulaşması mümkün değildir.
Rilke’nin ‘’Arayan’’ şiiri “arayışın” doğasını çok güzel tarif etmektedir;
“Yaşamımı genişleyen halkalar halinde yaşıyorum
Her biri diğerinden doğan halkalar
Belki asla erişemeyeceğim son halkaya
Ama denemeye devam edeceğim
Tanrının etrafında halkalar çizeceğim
Kutsal kulenin etrafında dolanacağım
Tıpkı binyıllardır yaptığım gibi
Ve yine de hiç bilemeyeceğim
Bir kartal mı, bir fırtına mı, yoksa mükemmel bir beste miyim ben…”
Astroloğun kendi içindeki arayışa rağmen, astrolojiye yabancı olan biri, yaptığı en genel tahminleri bile, son derece şaşırtıcı bulabilir; Örneğin astrolog birinin doğum haritasına bakıp, transit Satürn’ün 6 ay içinde natal Güneş’i ile birleşeceğini gördüğünde, kişinin zorluklar ve engellerle karşılaşacağını, yükümlülüklerinin artacağını tahmin edebilir. Söylediklerinin gerçekleşmesi, astroloji bilmeyen biri için şok edici olabilir.
Evet astroloji yüzde yüz bir kesinlikle işlemez. Bu yüzden “zaten işe yaramaz” diye onu fırlatıp atabiliriz. Fakat bu böyle bir tepki, insanların geleceğe dair duydukları merakı zerre azaltmayacaktır.
2. öneri; Astrolojinin bilimsel tarafı olan, matematiksel yaklaşımları daha ayrıntılı modeller şeklinde inceleyerek, geliştirmektir.
3. öneri; İşin matematiğini, hesabını kitabını filan bir kenara atarak, hangi tekniği kullandığının bile bilincinde olmadan, astrolojiyi canın nasıl istiyorsa, nasıl hissediyorsan öyle yorumlamaktır.
Maalesef son öneri, öğretilebilir, tekrarlanabilir ve örneklenebilir değildir. Bu nedenle astroloğun kendisi de dahil olmak üzere, pek çok kişiyi hayal kırıklığına uğratabilir. Astrolog teknik temeli olmadan sadece sezgilerle hareket eder ve yanlış sonuçlara varırsa, nerede hata yaptığını ve hatasını nasıl düzeltmesi gerektiğini anlaması da mümkün olmaz.
Son iki maddenin her biri, tek başına uygulandığında, hata payını yükseltir. Oysa astrolojiyi kullanırken amaç, sezgisel olan sanatın ve rasyonel olan bilimin sentezine varabilmek olmalıdır. Böylece astrolojiden en yüksek verimi alabiliriz. Tam bir kesinliğe ulaşmak mümkün olmasa da, her iki yöntemin birlikteliği, kesine en yakın sonuçları elde etmemizi sağlayacaktır.
Dolayısıyla astroloğun önce astrolojik tekniklere hakim olması ve edindiği bilgileri özgün yetenekleri ve tecrübeleriyle harmanlaması gerekiyor. Bu şekilde astroloji pek çok gizemli kapıyı aralayabilir ama astroloğun tanrılarla konuşmasını beklemek hata olur.
Sistemin mantığını kavradıktan sonra sıra büyük planı anlamaya gelir. Nasıl ki terzinin işi kumaş, çiçekçinin işi bitkilerse, astroloğun işi de yazgıdır. Yazgının paradoksal tanımlarını gözden geçirdiğinizde, aslında astroloğun ne kadar derin sularda seyrettiğini de keşfedersiniz. Yazgıya müdahale edilip edilemeyeceği, kişiliğimizin çocukluğumuzda yaşadıklarımızın ve sosyal çevremizin bir yansıması olup olmadığı bir muammadır. Astrolojide yazgının bütün tanımları iç içedir. Hiç kimse, yazgının kaynağına ulaşacak niteliklere sahip değildir, ancak kaderimizi anlamlandırabiliriz.
Astrolojiyi akıllıca kullanmak için, öngörülen zamanlardaki dersleri, bilinçli bir şekilde öğrenmek ve vakit kaybetmeden bir sonraki aşamaya ilerlemek gerekir. Bu nedenle astroloji, yazgıyı en iyi şekilde değerlendirmek olduğu kadar,yaşamak sanatını kavramak ve uygulamak demektir.